6 Kasım 2010 Cumartesi

Artık günlerim mandalin soymakla geçmiyor.

Bu aralar sürekli geziyoruz. Sürekli bir etkinlikler bir şeyler. İşte günler böyle güzel geçerken, saçlarımdan çok sıkıldım. Yakında popoma gelecek olan saçlarıma yarın makas değecek. Herkes kestirme diye kıçını yırtıyor ama sürekli kurutmaya çalışıyorum ben bunları lan. Cidden zor yani.

Yalnız, 2010 baya güzel bir yıl. 2009'un izleri devam ediyor falan tamam ama, yani çoğu ilkimi bu sene yaşadım. Hepsi de harika şeylerdi. Ve yaşamaya devam ediyorum. Dün akşam Alsancak'ta Sevinçle dolaşmak baya güzeldi mesela. Kısafilm festivaline diye gidip, festivale girmememiz harikaydı tabi o ayrı mesele. -Olaya bak ama. İlkim diye bahsettiğim şey, AKŞAM ALSANCAK'TA DOLAŞMAK. bloğun adını değiştirip, "bir liselinin günlüğü...." yapsam yeridir.-

Ve bir de şey. Yolda giderken insanlara adres sormaktan hiç çekinmediğimi farkettim. Ne zamandan beri böyleyim, bilmiyorum. Eskiden utanırdım sanki.

Ayrıca bundan sonra yolda gördüğüm çoğu şeyin fotoğrafını çekicem. Kendime söz veriyorum, evet.

Hiç yorum yok: