26 Kasım 2011 Cumartesi

Boşluk kötü boşluk.

Bugün anladım ki, bazı durumlar dışında tabii, kafamın sürekli bir şeylere takılmasına sebep olan asıl neden boşlukta olmammış. Yani tek işim, okula gidip gelmek olduğu için can sıkıntısından düşüncelere, okumalara, dinlemelere yönelip hüzün üretiyormuşum.

Bunu anlamam için en sevmediğim ders olan coğrafyadan Tübitak'a girmem yetti. O belgelerle uğraşmak çok yoruyor beni ama çok da mutlu ediyor lan. Mutluluğu fotokopilerde, fosforlu kalemlerde buldum.

Şimdi kafam rahat mı? Rahat. Diğer dertlerimi düşünüp üzülüyor muyum? Hayır. O zaman yaşasın Tübitak, yaşasın dolu zaman!

6 yorum:

özge- dedi ki...

o boşluk sağa sola sardırıyor,eski şeyleri eşelettiriyor zaten.bende bir zamanlar tübitak ın biyolojisine bu sevinçle atlamıştım.

Özge dedi ki...

eşelememek için yaptığımız işlere bak işte. haa deneyimlisin sen. sonucu ne oldu acaba?

özge- dedi ki...

kitapları yığıp sona doğru çalışmaya üşendim,ilk 100 e mi 150 ye mi ne girdim.

Özge dedi ki...

ay dünyanın en üşengeç insanlarındanım. üşenip böyle şeyler yapmam umarım. arada aklına gelirsem şans dile lan. çok önemsedim.

özge- dedi ki...

bide şey dicem,coğrafya yoktu sahi,bu sene mi eklendi.ya bide lan bunun edebiyatı olsa derece manyağı olurdum ama bizde bitek fizik kimya biyoloci mat vardı.

Özge dedi ki...

geçen sene falan da varmış aslında ama sen ne zaman katıldın ki? hatta sosyoloji falan da var. ay edebiyat olsa daha hakim olabilirdim konuya. aslında tarihten girmek istiyordum konum falan hazırdı ama ders sayısı fazlaymış bu sene hocanın katılmak istemedi.