6 Kasım 2009 Cuma

Hamur Silgi

Dün elinde hamur silgi olan bir ressam vardı.
Onunla geçti benim hayatım işte.
Hayır, ressamla değil. Hamur silgiyle.
İlahi blog.

Sonra işte düşündüm ben.
"Yo yo yooo, ben çizebilirim. Tabiii ki çizebilirim. Benim neyim eksik ? Hı, söylesene neyim eksik ? Dur söyleme biliyorum. Hamur silgi! Bu yüzden çizemiyorum. Tanrım. Hemen bir hamur silgi edinmeliyim. Böylece çizebilirim. BİR SÜRÜ SERGİ AÇICAM. kusana kadar çizicem. hep çizicem. kahretsin. önce hamur silgi." dedim.

Böyle düşündüm yani.
Bugün de gittim hamur silgi aldım kendime.
Birazdan "İzninizle, bayım." diyerek odama çekilicem işte ben.
Müzik açıcam.

içinde

"THİS İS THE LİFE AND YOU WAKE UP İN THE MORNİNG..."

Cümlesi geçen şarkıyı dinleyeceğim.
Sonra "hayat ne garip. hamur silgiler falan" diyip çizmeye devam edicem.
Evet tam olarak bunu yapmayı planlıyorum.

Bakalım. Hayırlısı. Hadi bakalım.
Şurda ne yazıyosa o tabi.

Öyle yani.

Sonra ben az önce blogun başına geçtim.
Ne yazacağımı bilemedim önce.
Sonra ayağımın üşüdüğünü farkettim.

TAM TAHMİN ETTİĞİM GİBİ.
dedikten sonra odama gittim.

hayır çorap almak için değil.
battaniye aldım ve ayaklarıma örttüm.
Bence battaniyeler çoraplardan daha güzel.

Ayrıca battaniyeler daha kuuul.
Değiil mi allasen ?
Hem de polar. Hem de turuncu.
Kuuuuuuul.

Ay ben burda bir şeyler daha yazıcaktım.
Unuttum.

Kahretsin.
Zaten ayaklarım üşüyor.
Zaten okulda elime kalp çizerken çocuğun teki bana tiptip baktı.
Zaten "tiptip" ayrı mı yazılıyor yoksa birleşik mi bilemiyorum.
Ve zaten burnumun tek deliği tıkalı.
Akmasa bile akıyormuş hissi veriyor.

Zaten sıkıldım ben ya.
Terkediyorum sizi.
Hadi bağalım.

Hiç yorum yok: