21 Haziran 2010 Pazartesi

ironilerin kralını yaşıyorum bazen.

İnsanların gereksiz geldiği günlerden biri.
Çok mutlu yaşıyorum ama mutlu olduğumda her şey gözlerimden anlaşılıyor. Kendimi ifade edebiliyorum.
Üzüldüğümde, hissizleştiğimde tek yapabildiğim içime kapanmak ve yazı yazmak.
Şu an tek istediğim dışarı çıkmak ve gözümün içine bakmaya cesaret eden ilk insanla çimlere yatıp uyumak.

Duygularım, düşüncelerim çok ortada sanıyordum. Ama hepsi içimde.
Kendimden başka herkese yardım edebiliyorum. İnsanları tanıyıp, onların bir sonraki hareketini tahmin etmek için doğmuş gibiyim.

Bu çoğunlukla sıkıcı. Hayatın süprizleri azalıyor böylece.

Ve uzun zamandır hayal kuramıyorum. Yaratıcılığım dipte.
Hayal kurmak hava, su gibi. İhtiyaç benim için.
Tek hissettiğim boğulduğum.
Gel gelelim, mutluyum. Şu an hiç kimseye ihtiyacım yok.

5 yorum:

EzoNe dedi ki...

Çok lüzumsuz bir laf ama nasıl hissettiğimi okudum sende :)

Özge dedi ki...

Hiç de lüzumsuz değil, benim de böyle yorumlar yapmaya ihtiyacım oluyor. Çok sevindim ayrıca :))

Finduilas dedi ki...

Tek hissettiğim boğulduğum.

Jenny dedi ki...

mutluysan sorun yok demektir fıstık :)

Özge dedi ki...

@Finduilas çok zor bir şey be. Böyle sıkışıp kalıyorsun. Çaresizlik resmen.

@Jenny ama mutluyum evet. Hem hissiz hem mutlu nasıl olabiliyorum lan.